Replikleer.

Sevil: ( elinde telefon) Ya kızarsa,amaan kızarsa kızsın aricam,valla dayanamicam.

Ekrem'in telefonu çalar: Hayırdır inş (telefona bakar Sevil'in aradığını görür ve açar.)



Ekrem: Efendim?

Sevil: Ekrem,geçmiş olsun.

Ekrem: Valla Sevil Hanım,sayenizde içerilere kadar girdik yani ,Bundan sonra Sahra Çölü falan diyorum yani.

Sevil: Yaa özür dilerim Ekrem ne desen haklısın böyle birşey diyemiyorum ama ya işte böyle ağzımdan öyle çıktı,tamam hatalıyım.

Ekrem: Yani bu bana koymaz biliyorsun ben delikanlık adamım içeri girerim de,dışarda bekleyenim olur mu yani ?

Sevil: Yaaa bugün annem babama söylemedi biliyor musun ? Kıyak yaptı bana

Ekrem: Karakoldaki o halini görünce,kıyamamıştır,söyleyememiştir. Hahahah ama Sevil o ne ağlamaktı,o ne yalvarmaktı yetkililere, Ah sevdaaa ah sevdaaa sen nelere kadirsinnn

Sevil: Sevdadan değil o salak suçluluktan

Ekrem: Hadi canım yaaa hahahahah yeme beni yaaa Beni birdaha göremeyeceksin,bir daha yanımda olamayacaksın diye korktun değil mi ?

Sevil: Hayır canım geleceğini mahfecedeğim diye korktum.

Ekrem: Birlikte yaşayacağımız geleceğimizi değil mi ?

Sevil: Üffff Ekrem saçmalama,iyice şımardın sen,bak kapatıyorum ha .

Ekrem: A aaaa tamam tamam yaa !! Ya Sevil sen de hiç şakadan anlamıyorsun ya,hiç kaldıramıyorsun yani Sevilll Sevillll şey Sevillll Sevilll Şey alsalardı beni içeri,hani şey sen o zaman bana temiz iç çamaşırı,atlet,don,PİJİMA getirir miydin ha?

Sevil: En yakın arkadaşın Zeynep getirirdi canım merak etme !

Ekrem: Seviiil bak su uyuyor,arada bir düşman da uyuyor ama senin bu kıskançlık hiç uyumuyor ya

Sevil: Ya yalan mı hıı ? Çok yakın değil misiniz? Hem bütün gün o da bekledi seni karakolda.

Ekrem: Babasıyla.

Sevil: Siz ne karıştırıyorsunuz bakayım? Böyle fısır fısır konuşmalar çay bahçesinde Neşet'i izlemeler falan? Hıı? Anlat bakiyim?

Ekrem: (taklidini yaparak) Ne çeviriyorsunuzz. Ulan ne çevireceğiz? Allah Allahh! Tutturdu ne çeviriyorsunuz ne çeviriyorsunuz,(nisanur içeri girer) Tamam sonra aricam ben seni ,hadi görüşürüz bay bay,aricam!

Sevil: Kapat sen kapat ama yemezler canım bir iş var bu işte ama anlicaz,dur bakalım dur.

*..swééTwicH ~ demiş ki:

Sevil: ( elinde telefon) Ya kızarsa,amaan kızarsa kızsın aricam,valla dayanamicam.

Ekrem'in telefonu çalar: Hayırdır inş (telefona bakar Sevil'in aradığını görür ve açar.)



Ekrem: Efendim?

Sevil: Ekrem,geçmiş olsun.

Ekrem: Valla Sevil Hanım,sayenizde içerilere kadar girdik yani ,Bundan sonra Sahra Çölü falan diyorum yani.

Sevil: Yaa özür dilerim Ekrem ne desen haklısın böyle birşey diyemiyorum ama ya işte böyle ağzımdan öyle çıktı,tamam hatalıyım.

Ekrem: Yani bu bana koymaz biliyorsun ben delikanlık adamım içeri girerim de,dışarda bekleyenim olur mu yani ?

Sevil: Yaaa bugün annem babama söylemedi biliyor musun ? Kıyak yaptı bana

Ekrem: Karakoldaki o halini görünce,kıyamamıştır,söyleyememiştir. Hahahah ama Sevil o ne ağlamaktı,o ne yalvarmaktı yetkililere, Ah sevdaaa ah sevdaaa sen nelere kadirsinnn

Sevil: Sevdadan değil o salak suçluluktan

Ekrem: Hadi canım yaaa hahahahah yeme beni yaaa Beni birdaha göremeyeceksin,bir daha yanımda olamayacaksın diye korktun değil mi ?

Sevil: Hayır canım geleceğini mahfecedeğim diye korktum.

Ekrem: Birlikte yaşayacağımız geleceğimizi değil mi ?

Sevil: Üffff Ekrem saçmalama,iyice şımardın sen,bak kapatıyorum ha .

Ekrem: A aaaa tamam tamam yaa !! Ya Sevil sen de hiç şakadan anlamıyorsun ya,hiç kaldıramıyorsun yani Sevilll Sevillll şey Sevillll Sevilll Şey alsalardı beni içeri,hani şey sen o zaman bana temiz iç çamaşırı,atlet,don,PİJİMA getirir miydin ha?

Sevil: En yakın arkadaşın Zeynep getirirdi canım merak etme !

Ekrem: Seviiil bak su uyuyor,arada bir düşman da uyuyor ama senin bu kıskançlık hiç uyumuyor ya

Sevil: Ya yalan mı hıı ? Çok yakın değil misiniz? Hem bütün gün o da bekledi seni karakolda.

Ekrem: Babasıyla.

Sevil: Siz ne karıştırıyorsunuz bakayım? Böyle fısır fısır konuşmalar çay bahçesinde Neşet'i izlemeler falan? Hıı? Anlat bakiyim?

Ekrem: (taklidini yaparak) Ne çeviriyorsunuzz. Ulan ne çevireceğiz? Allah Allahh! Tutturdu ne çeviriyorsunuz ne çeviriyorsunuz,(nisanur içeri girer) Tamam sonra aricam ben seni ,hadi görüşürüz bay bay,aricam!

Sevil: Kapat sen kapat ama yemezler canım bir iş var bu işte ama anlicaz,dur bakalım dur.

Burda Koptum Resmen Yaa.

saoL Kardes.

1. bölüm..

Sevil: Pardon, burası neresi tam olarak?
Ekrem/Kerem=): Üniversite, kampüs, teknoloji merkezi, İstanbul
Sevil: Hayır yani İlim İrfan'ın kampüsü nerde?
Ekrem: Çekmeköy.
Ayçin: (Sevil'e) Salak=)
Sevil: Napıyım kızım soru soramayacak mıyım? Takıldık bi bebenin peşine deve sürüsü gibi, bişey anlamadım zaten..
Ayçin: Belli kafan çalışmıyo, çalışsaydı eğer LYS'yi kazanırdın.
Sevil: Sende ODTÜ İstirahat kazandın galiba
(O sırada Cihan bizim hatunların fotoğrafını çekmektedir)
Ayçin: Ya noluyo be?
Sevil: Ergen belgeseli mi çekiyosun oğlum?
Cihan: Özür dilerim, sadece fotoğraf çekiyodum, hani tartışıyosunuz ya..
Sevil: Buldun aksiyonu çek tabi, kız kavgası istiyosan başka tarafa.
Ayçin: Sapık
**********************

Ayçin'le Ekrem konuşurken Sevil araya girer..

Sevil: Aranızda başka zaman konuşursunuz Kerem Bey, benim bazı sorularım olucaktı. Mesela ders programı falan.
Ekrem: Aklına takılan bütün sorular için beni arayabilir ya da mail atabilirsin, tamam mı canım (Bakışlarrr)
Ayçin: Sonra bende alıyım numarasını. Benim de aklıma takılan bişey olursa ararım=)
Sevil: Nerene?
***********************

Ayçin ve Sevil kampüsün binalarını incelerler
Ayçin: Ya aslında tanıtım okumak istiyodum ama bu işletmelerinde binaları çok güzelmiş yaaa
Sevil: Binaya göre bölüm seçen de
************************


Sevil internetten annesine okulu göstermektedir.
Sevil: Ayy , ben istedim bi göz, Allah verdi Tuba Büyüküstün gözü anne
************************


Bizim üç sefil kayıt için evraklarla beraber kampüstedir. Cihan ve Sevil sıradadır ve Ayçin yaklaşır..

Ayçin: Öğrenci işleri burası mı... Heh burası.. (Sevil ve Cihan'ı görür) Ay bunlar gene burda..
Cihan: Hacı hacıyı Mekke'de
Sevil: İt iti dakkada
Ayçin: (Sevil'e) Bi dakka bi dakka, sen ne söyledin?
Sevil: Öyle.. Genel olarak söyledim..
Ayçin: Bana bak kızım, aynı bölümde olmayabiliriz ama sen bu tavırlarını sürdürürsen bu okul ikimize de dar gelir..
Sevil: Hıı.. Sen baya elit görünümlü varoş çıktın yaa
**************

Süleyman dede: Ekreeemmmmmm!!=)
(Ekrem salona dedesinin yanına iner)
Ekrem: Efendim dedecim buyur.
Süleyman: Nerdesin?
Ekrem: Duymamışım tuvaletteydim.
Süleyman: Ya keneftesin ya kenef yolunda başka bi halt ettiğin yok=) Eee nerde senin hoca, niye gelmedi, başkaları da soruyo evi.
Ekrem: Iı geliyolarmış, yoldalarmış, aradılar dedecim.
Süleyman: Senin bulduğun kiracıya da güvenilmez amaa.. Hocaymış madem..
Ekrem: Çok muhterem bi insan, nuru yüzündesende görünce anlayacaksın=)
****************

Cenker Neşet'i Süleyman amcayla tanıştırmak için Ekrem'lerin eve getirir. (Bu sırada Ekrem'de ki oturuş kopmalıktır:=) Hüsna ve Nisanur ikilisi de adamın görücü olduğunu zannetmektelerdir ve konuşmalara kulak misafiri olurlar=) )

Süleyman: Memleket, memleket neresiydi peki?
Neşet: Doğma büyme İstanbul'luyum efendim, Eyüp.
Süleyman: Aaa mübarek semt, pek severim Eyüp'ü.. =) Buralara tayin filan mı oldu peki, duymadık öyle bişey ama..
Neşet: Yok efendim ben bi süre kurs verdim, ona devam edicem.
Süleyman: Pek memnun oldum, eeee sizin gibi memleket evlatları olmasa nice olurdu halimiz. Demek eğitim veriyorsunuz ha?
Neşet: Evet efendim, eee evlatlarımızı yetiştirmek en büyük ödevimiz. Ağaç yaşken eğilir. Bizim zamanımızda anamız babamız bizi serbest bırakmazdı. Ama bizde sorumluluklarımızı bilirdik. Zamane gençleri yayıyolar mabadıne çalışıyolar ne de düşünüyolar, ekmek elden su gölden:=) Her birinin kafası ayrı yerde.. (Neşet'in çocuklara, çocuklarında Neşet'e bakışları yine kopmalık=))
Süleyman: Valla çok haklısınız hocam, ağzınızdan bal damlıyor. Verdim gitti
Hüsna: Aa a aa aaa
****************

Cenker&Ekrem eve hocanın eşyalarını taşımaktadırlar..

Ekrem: Hocam bu ne yaa öldük valla
Cenker: Düşcek oğlum yaa sıkı tut
Ekrem: Valla dedem olsa gavur ölüsü gibi derdi haa
Neşet: Bu kutularda ders kitaplarınız var, akşama sınav yapıcam he ona göre..
Ekrem: (Ekrem artist bi havayla hocanın omzuna vurarak) Heee tabi=)
Neşet: Höyyyttttt
********************************

Akşam Neşet'in Ekrem ve Cenker'e ilk dersi esnasında;

Ekrem'den Cenker'e: Oğlum biz niye yerde oturuyoz, niye masada oturmuyoz yaa

3.Bölüm .



Ekrem:Bu kız yemin ederim karabüyüyle uğraşıyo ha,evde böyle barbilerini falan çiviliyo .

....................

Neşet: Sefiil . Uluslar arası ilişkiler öylemi ? .Nolunuyo yani orayı bitirince.
Sevil:Yani diplomat elçi falan.Gerçi benim kendi mesleğim var ,çocuk gelişimi meslek lisesinden mezunum ama benim idealim o değil.
Ekrem: İsabet olmuş.Desenize ucuz kurtuldu yeni nesiller .
.....................

Ekrem: O ne o öyle domates çorbası mı?
Sevil: Menemen görmüyor musun?
Ekrem: Menemenin dublorü heralde bu. O ne öyle kıpkırmızı. Domates katliamı yapmışsın orda.
Cenker: Yok be abi işte nesi var?
Sevil: Menemen bizde böyle yapılır canım. Hem sen yemeyeceksin ki sana ne oluyor?
Ekrem: Peki ya Neşet ağzının tadını biliyorsa ve yemezse? O zaman beni ilgilendiriyor ama.
Sevil: Yiyecek merak etme.
Ekrem: O dün buluştuğun çocuğa söyle senden yemek falan beklemesin, yazık olur çocuğa.
Sevil: Sen ne magazinci şey çıktın öyle yaa. Olur olmaz herşeye burnunu sokma. Al bunu da ne yapıyorsan yap !